19 Mart 2010 Cuma

Astronot Varolmayan Ülke'de

Kirpiler beni muazzam kedilerle karşıladılar. Bunu kertenkeleler hariç hiç kimse Ege'nin yanında anlatma yolunda ilerlemedi. Köstebekler artık sevimli karınca yiyenlerle dostluklarını sonlandırdılar. Ve nedense bugün, bu açlıkla, selam göndermeden, yaşayabildiğime göre köpekler muhakkak köstebekleri seviyorlardır. Nazlı yarim, kertenkelelerle oynaşırken, ornitorenkleri ters kirpilere döndürdü yaban kazı... Dikenleri kırılan kaktüsler yaban kazını kirpilerle bastıktan sonra, mutantlaşarak karınca yiyenlere göz gibi nazar boncuğu atmak için, Tötonlarla işbirliği kavramı hakkında tartıştılar. Daha daha? Eeesi, şükhela ötesi. Sonuç pırlanta oooo şinanay! Yavrum Ajdar kirpileri hoplatıverdi. Ornitorenklere haksız davranan Can, büyük penisini küçük olması için yalattı. Kirpilere penisini okşattı. Yenbirbaşlangıç. Batak.

7 Mart 2010 Pazar

passion of christ


ya iğrenç bişey söyliyim mi?
tırnaklarımı kesiyordum.
piyano çalıyor ya zat-ı alim, tık tık sesler çıkıyor tırnaklarım birazcık olsun uzadığında. malum tekniğimiz fena değil, kubbe şeklinde olacak eller.
neyse efendim tırnaklarımı kesiyordum çöp kutusunun üstünde.
artık bu konuda ustalaşmıştım, oraya buraya fırlamadan doğrudan çöpe düşüyordu kesilen tırnaklar.
mamafih bir tanesi uçtu gitti. arıyorum arıyorum yok. neyse dedim kuytu bir köşeye gitti herhalde bakteriler onu orada yer ve yok olur gider.
valide geldi odama. dur bi maillerime bakayım dedi. tamam dedim.
sen laptopu aç. klavyede k harfinin üstünde bir tırnak. zaten pis ve dağınık biri (pis + dağınık = pasaklı?) olmamdan şikayetçidir kendisi, ki pis olduğum külliyen yalandır, en az ayda bir duş alırım (şaka şaka hehehe), dağınık olmayı ise severim renkli kişiliğimi yansıttığını düşündüğüm için. sonuç olarak o tırnağın orada olması beni çok üzdü. bu kötü anımı sizlerle paylaşarak acımı hafifletmek istedim.

6 Mart 2010 Cumartesi

oleeeeeeeey

4 Mart 2010 Perşembe

anlatamıyorum

bazenpembearkaplanımsinirimibozuyor
hattabazengerçektensiyahhissediyorum
SİYAH öylekibüyükharfyapmaknoktakoymakfilaniçimdengelmediğigibiboşlukbırakmakbilegelmiyor



çokyalnızımmutsuzumçulsuzum
hiçparamyokyanımdakimseyokmutluolmakiçinnedenyok
evdençıkmakistiyorum


sevgilimvarmamahastaveevinde
onunyanınagidemiyorumçünküödevimvar


çokamaçoksıkıldımokadarçokki

anlatamam.

3 Mart 2010 Çarşamba

C'est Si Bon

(Resimde gördüğünüz kız Didem. Kendisi bir barkeeper.)
C'est si bon.
Çünkü bugün para kazandık.
Şahin'de 1 sade pilav 2 mercimek çorbası 1 su 5 da beleşten ekmek tükettikten sonra tamamen outta cash olduğumuzu farkedip tanıdık aramaya başladık. Gerçekten kimse yoktu, başlarım sosyal kelebekliğine filan dedik ara ara birbirimize, benim tuzum kuru tabi evim 5 dakikalık yürüme mesafesi, Didem'e para bulacağız, benim umrumda, onun da muhakkak ki umrundaydı ama belli etmiyordu pek, işin dalgasında engelliler için (?) dergi sattık, çocuğun teki para verdi ama sonra da böyle yalanlar uydurmanıza gerek yoktu ben engellilere yardım olsun diye verdim aklınızda olsun filan dedi, ben sinirlendim ağlayacak gibi oldum gittim gsl'nin duvarına dayandım didem çaresiz bir dergi daha satmaya çalışıyor, sonunda satamadı ama adam yine de 3 tl verdi.
kaldı geriye 65 kuruş.
taksime doğru yürümeye devam ediyoruz, yerlere bakıyorum bu sefer bozuk para bulurum diye, didem de tanıdık görmek için etrafı tarıyor, beni tanıyan zaten 500 metre öteden de tanır modunda suratım yere paralel para (-edecek birşey) arıyorum, 4 tane anketçi etrafımızı sarıyor ve yaşımızı soruyorlar.
astronot: ya bizim 1 liraya ihtiyacımız var
anketçi: tamam veririz söz kaç yaşındasınız
astronot: 16
anketçi: tüh tutmuyor
didem: 18 18 şaka yaptık!!!
anketçi: 20 olmanız lazımdı
anketçi2: zaten 20 göstermiyorsunuz da
anketçi: (anketçi3e dönerek) 1 liran var mı?
anketçi3: var var dur
anketçi: alın 1 liranız
astronot ve didem teşekkür eder futbol muhabbeti döner anketçilerle aralarında, güle oynaya taksime varırlar, didem dolmuşuna biner gider, astronot da 5 dk içinde evdedir bunları bloguna unutmadan yazar.