8 Mayıs 2010 Cumartesi

Yine bensss

Ay bugün o kadar neşeliyim ki yazmadan duramıyorum. MSN adresimi değiştirdim, explorer'ı kullandım, velvet underground femme fatale dinledim, piyano çaldım ve çaldım ve çaldım ve aklımı tutamadım kafatasımda uçtuu uçtu.


Emiliana Torrini yanımda olsa keşke. Bir şey demek istiyorum, ben bazı genç kızları çok beğeniyorum. Mesela Emiliana Torrini. Ama ondan daha çok beğendiğim biri var, adeta idolüm, çok güzel bir hatun, ama işte tanışmıyoruz sorun o. Stalker'ım yani. Ehehe.

Sarı dalgalı saçları var. İlk defa görüyorum sarı dalgalı saç. Hep öyle saç istedim ama saçım kahverengi ve düz. Hem de bu gencin saçları tam sarı. Sırma gibi denir ya. Norveçli sarısı da değil yani nasıl desem, boşnak sarısı. Ama kahverengi gözlü. Ve çilleri var. Yani güzel işte anlayın. Benim güzel diyeceğim hatun. Çok güzel hobileri var, şarkı söylüyor, fotoğraf çekiyor, resim yapıyor, on parmağında on marifet. Benden yaşça büyük biraz.

Ya basbaya hayranım bu kızcağıza. Ne yapsam bilmem ki. Çok seviyorum onu. Bir numaralı hayranıyım. O beni uzaktan tanıyor, ismen, ama bilmiyor onu bu kadar sevdiğimi. Bilmesin de zaten. Saçma çünkü tanımadığım birini bu kadar sevmem.

Annem, Didem, Ezgi ve Ezgi (ikisi farklı) dışında yakın hissettiğim hatun yok hayatımda. Erkeklerle durum öyle değil, daha kolay arkadaş olunuyor. Ama işte bu genç kız çok başka. Blogu da var. Ondan özenip yaptım ben de zaten.

Tanışırız belki bi gün. Güzel olur la. Bi de ben onun blogunu izlemek subscribe filan bişey etmek istedim ama böyle bir seçenek bulamadım onun profilinde. Çok üzüldüm. Çünkü belki takip etsem şey etsem benim blogumu görür diye düşünmüştüm.


Ay ben büyüyünce ne olucam acaba. 3 yıl kaldı büyümeme. Hatta 2 sayılır, son yılı sayma. Hatta hatta 1 bile olabilir, çünkü 1 yıl sonra vespaya legal olarak biniyor olacağım.
Fotograftaki de Perugia'nın bir sokağı. Alakası benim bilinçaltımda saklı.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder